Temel askerdeyken yeni basçavus gelir ve tum boluge söyle der.
-"Sakin benim adimi unutmayin, benim adim Arslan oglu Arslan.. Eger adimi unutursaniz geldigimde caniniza okurum." der ve gider
Aradan haftalar geçer ve basçavus gelir herkeze adini sorar ve hepsi bilir.
Sira Temel'e gelir..
Temel:
-"Bi hayvanogli hayvandi ama hacan ismini bilemiyrum?"
17 Ağustos 2010 Salı
Asker Kurası
İstanbullu Asker
Askerde İstanbul'lu bir arkadaş acemiliği tamamlamış, kura çekiyor..
Elini torbaya daldırmış, bir kağıt seçmiş.
Komutan:
- Bu mu oğlum?
Asker:
- Hayır komutanım ben Sarıyer' liyim ve sarıyer orduevini istiyorum. İçime doğdu bu kura İstanbul ama Sarıyer değil..
Demiş ve kağıdı açmadan torbaya atmış. Karıştırmış, karıştırmış ve bi kağıt çıkartmış.
Komutan:
- Evladım bu mudur?
Asker:
-Evet komutanım budur.. Kesin hissettim bu sarıyer orduevi...
Komutan kağıdı açmış ve.....
-Evladım Sarıyı tutturdun da Kamışı nerene sokacaksın bilemiyecem
Askerde İstanbul'lu bir arkadaş acemiliği tamamlamış, kura çekiyor..
Elini torbaya daldırmış, bir kağıt seçmiş.
Komutan:
- Bu mu oğlum?
Asker:
- Hayır komutanım ben Sarıyer' liyim ve sarıyer orduevini istiyorum. İçime doğdu bu kura İstanbul ama Sarıyer değil..
Demiş ve kağıdı açmadan torbaya atmış. Karıştırmış, karıştırmış ve bi kağıt çıkartmış.
Komutan:
- Evladım bu mudur?
Asker:
-Evet komutanım budur.. Kesin hissettim bu sarıyer orduevi...
Komutan kağıdı açmış ve.....
-Evladım Sarıyı tutturdun da Kamışı nerene sokacaksın bilemiyecem
Tek Asker Fıkrası
Manevra varmış. Temel elde tüfek yerde yatıyormuş. Komutan gelip sormuş :
-Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel?Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan.Temel bunları da cevaplamış.
Komutan en sonunda :
-Ya düşman tepeden gelirse, deyince.
Temel dayanamamış ve :
-Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa!
-Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel?Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan.Temel bunları da cevaplamış.
Komutan en sonunda :
-Ya düşman tepeden gelirse, deyince.
Temel dayanamamış ve :
-Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa!
Askerden İzin Alma Fıkrası
Temel komutandan izin istemiş ve eklemiş:
-Çocuğum olacakta!
Komutan:
-Ne zaman? demiş. Temel:
-İzin verirseniz eve gittikten 9 ay sonra demiş.
-Çocuğum olacakta!
Komutan:
-Ne zaman? demiş. Temel:
-İzin verirseniz eve gittikten 9 ay sonra demiş.
Sigara Fıkrası Temel Asker Fıkralarından
Temel savasta büyük çatismanin hemen ardindan gecenin sessizliginde bir sigara yakar.
Arkadasi bagirir,
-Ne yapiyorsun bu çok tehlikeli!..
Temel sakin,
-Merak etme içime çekmeyrum.
Arkadasi bagirir,
-Ne yapiyorsun bu çok tehlikeli!..
Temel sakin,
-Merak etme içime çekmeyrum.
El Bombası Fıkrası
Askeri hastanede yatan Temel ve arkadaşlarının cinsel organları kopmuş. Sebebini soranlara Temel anlatıyor:
- "El pombasu talimu yapayuduk, pimi çektuktan sonra ona kadar sayup atmamuz emredildi, piz de parmaklarumuzla saymaya paşladuk, pir, içi, uç, tört, peş, öpür ele geçmek için pompalaru apuş arasına koyalum tedük, alti, yeti, seçiz, tokuz...Bummm!!"
- "El pombasu talimu yapayuduk, pimi çektuktan sonra ona kadar sayup atmamuz emredildi, piz de parmaklarumuzla saymaya paşladuk, pir, içi, uç, tört, peş, öpür ele geçmek için pompalaru apuş arasına koyalum tedük, alti, yeti, seçiz, tokuz...Bummm!!"
Asker Temel Fıkrası
Temel askere gitmis.Mutfakta çalismaya baslamis.Mutfaga her girdiginde buzdolabina selam veriyormus.Bir gün komutan sormus:
-Niye buzdolabina selam veriyorsun?
Temel cevap vermis:
-General Electric
-Niye buzdolabina selam veriyorsun?
Temel cevap vermis:
-General Electric
Fatihin Yiğitleri Fıkrası
Bir gün Cennet'in kapıları şiddetle vurulmuş: -Güm Güm Güm !!
İçeriden seslenmişler: -Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz! İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler.
Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış: -Güm Güm Güm !!!
İçeriden sormuşlar: -Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!
İçeriden hemen cevaplamışlar: -Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi!
Dışarıdan yine ses gelmiş: -Biz mehter takımıyız ancak geldik!!!
İçeriden seslenmişler: -Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz! İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler.
Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış: -Güm Güm Güm !!!
İçeriden sormuşlar: -Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!
İçeriden hemen cevaplamışlar: -Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi!
Dışarıdan yine ses gelmiş: -Biz mehter takımıyız ancak geldik!!!
Kabak Tarlası Asker Fıkrası
Askerlerle birlikte,Temel bos bir arazide mayin olup olmadigini kontrol ediyorlardi. Havadan düsman ucaklari gecmeye baslayinca, komutan emir verdi:
-"Hemen herkes donunu indirsin ve yüzüstü yere yatsin.Böylece Ucaklar burayi kabak tarlasi sanip devam eder giderler!"
Bunun üzerine Temel:
-"Komitanim, sirtüstü yatsak, hiyar tarlasi sansalar olmazmi?"
-"Hemen herkes donunu indirsin ve yüzüstü yere yatsin.Böylece Ucaklar burayi kabak tarlasi sanip devam eder giderler!"
Bunun üzerine Temel:
-"Komitanim, sirtüstü yatsak, hiyar tarlasi sansalar olmazmi?"
Komutanın Karısı Fıkrası
adamın biri askere gider .herkes birbirine ne iş yaptığını sorar.
sırasıyla terzi, bakkal, berber,b izimkine sıra geldiğinde ben:
-İDDACIYIM ve hayatımı bununla kazanıyorum der.
ve herkesle iddaya girişir. bütün bölüğü soyar soğana çevirir.
bölük komutanı bundan bıkar ve bunu başka bir bölüğe yollar.
diğer bölük komutanını arar uyarır. sana bir asker yolluyorum ama sakın onunla iddaya girişme der. ama diğer bölük komutanıda çok iddacıdır. askeri yanına çağırır.
hadi seninle iddaya girişelim ama soruyu ben sorarım der. asker hemen kabul eder. komutan askere benim karımın götünde kaç ben var der. asker iki der. komutan üç der.kadına bakarlar gerçektende üç ben vardır .yeni komutan eski komutana telefon açar:
-hani senin asker çok iddacıydı onunla karmın götündeki benlerin
sayısına iddaya giriştik ben kazandım der
eski komutan kahkaha atar.
-oda zaten bizim bölüğün tüm askerleriğle komutanın karısının götünü görmek için iddaya girişmişti der.
sırasıyla terzi, bakkal, berber,b izimkine sıra geldiğinde ben:
-İDDACIYIM ve hayatımı bununla kazanıyorum der.
ve herkesle iddaya girişir. bütün bölüğü soyar soğana çevirir.
bölük komutanı bundan bıkar ve bunu başka bir bölüğe yollar.
diğer bölük komutanını arar uyarır. sana bir asker yolluyorum ama sakın onunla iddaya girişme der. ama diğer bölük komutanıda çok iddacıdır. askeri yanına çağırır.
hadi seninle iddaya girişelim ama soruyu ben sorarım der. asker hemen kabul eder. komutan askere benim karımın götünde kaç ben var der. asker iki der. komutan üç der.kadına bakarlar gerçektende üç ben vardır .yeni komutan eski komutana telefon açar:
-hani senin asker çok iddacıydı onunla karmın götündeki benlerin
sayısına iddaya giriştik ben kazandım der
eski komutan kahkaha atar.
-oda zaten bizim bölüğün tüm askerleriğle komutanın karısının götünü görmek için iddaya girişmişti der.
Trafik Kazası Asker Fıkrası
Temel bir gun traktorle giderken fireni patlar etrafına bakan temel ne yapcanı bilemez bir tarafta kurulu bir pazar diger tarafda oynamakta olan bir çoçuk görur pazara giden yolu secersem çok insan ölür çoçugun tarafına gidersem bir çoçukla olayı kurtarırım der ve ertesi gun gazetede söyle bir manşet pazara giren traktor yuz kişiyı ezdi.temele sorarlar nasıl oldu temelden söyle bir cevap herşey çoçugun pazara koşmasıyla başladı.
Yeniçerilerin Fıkrası
Osmanlının balkanlara doğru yeni yeni yayılmaya başladığı dönem. Yeniçeriler balkanların iç kısımlarına doğru yavaş yavaş ilerlerken balkan halkının Osmanlı hakkındaki düşünceleri ve korkuları değişip evlerinden dışarıya çıkmaya başlıyorlar. O zamana kadar böyle cengaverler görmemiş olan halkın dikkatini en çok yeniçerilerin göğüs kılları çekiyor ve bir yeniçeri ile halktan bir kişi arasında söyle bir diyalog geçiyor:
- Hiç böyle göğüs kılları görmemiştim, bir tane hatıra olarak alabilir miyim
Yeniçeri:
- Vitrini bozma bacım depodan verelim.
- Hiç böyle göğüs kılları görmemiştim, bir tane hatıra olarak alabilir miyim
Yeniçeri:
- Vitrini bozma bacım depodan verelim.
Yüzbaşı Fıkrası
Bir Astsubay'la bir gözü takma Yüzbaşı aynı bekar lojmanında birlikte kalıyorlardı. Yüzbaşı her gece yatmadan takma gözünü çıkartır su dolu bir bardağa koyar sabah tekrar yerine takardı.
Sıcak bir Yaz akşamı gece yarısı Astsubay susadı,el yordamıyla sehpadaki bardağı kaptı bir dikişte yuvarladı oda ne..suyla birlikte gözüde yutmuştu.
Astsubay farkına vardı ama artık iş işten geçmişti.
Ertasi gün sabah sporundan sonra Astsubay tuvalete gitme ihtiyacı duydu . Koşar adımla tuvate gitti pantolonunu sıyırdı başladı ıkınmaya fakat mümkün değildi bir türlü rahatlayamıyordu.
Onun ıkınma sesini duyan tuvalet nöbetcisi er telaşlandı nazikçe kapıyı tıklattı..
-Komutanım yardımcı olayım..
Astsubay can havliyle kapıyı açtı,
-Bak oğlum şurada ne var bir türlü
s...çamıyorum deyip er'e doğru döndü.
Er eğilip bakar bakmaz hazırola geçti ve selam durdu. Bunu gören Astsubay sinirlendi,
- Ne selam durdun evladım diye bağırdı..
Asker yanıtladı;
-Nasıl selam durmayım Komutanım içeriden Yüzbaşım bakıyor..
Sıcak bir Yaz akşamı gece yarısı Astsubay susadı,el yordamıyla sehpadaki bardağı kaptı bir dikişte yuvarladı oda ne..suyla birlikte gözüde yutmuştu.
Astsubay farkına vardı ama artık iş işten geçmişti.
Ertasi gün sabah sporundan sonra Astsubay tuvalete gitme ihtiyacı duydu . Koşar adımla tuvate gitti pantolonunu sıyırdı başladı ıkınmaya fakat mümkün değildi bir türlü rahatlayamıyordu.
Onun ıkınma sesini duyan tuvalet nöbetcisi er telaşlandı nazikçe kapıyı tıklattı..
-Komutanım yardımcı olayım..
Astsubay can havliyle kapıyı açtı,
-Bak oğlum şurada ne var bir türlü
s...çamıyorum deyip er'e doğru döndü.
Er eğilip bakar bakmaz hazırola geçti ve selam durdu. Bunu gören Astsubay sinirlendi,
- Ne selam durdun evladım diye bağırdı..
Asker yanıtladı;
-Nasıl selam durmayım Komutanım içeriden Yüzbaşım bakıyor..
Akıllı Asker Fıkrası
Bir albay, bir er, bir yaşlı kadın ve bir de
genc kız trende aynı kompartmanda yolculuk
etmektedir. Tren bir tünele girip kompartman
karardığı zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve
ardından ŞIIIRRRAAAAKK ! diye bir tokat sesi
duyulur. Tünelden çıktıktan sonra yaşlı kadın
"Aferin genç kıza. Nasıl yapıştırdı tokadı" diye
düşünmekte ve kafasını sallamaktadır.
Genc kız da "Zevksiz herif, bu morukta ne buldu
ki, bi de öpmeye kalktı ama kadın da iyi
yapıştırdı." diye düşünmektedir.
Albay ise "Ulan bizim eşoglusu er, kızı öptü.
tokadı biz yedik." diye yanarken er de içinden
şöyle düsünmektedir:
"Hehe. aferin lan bana. elimi öpüp nasıl
yapıştırdım tokadı albaya..."
genc kız trende aynı kompartmanda yolculuk
etmektedir. Tren bir tünele girip kompartman
karardığı zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve
ardından ŞIIIRRRAAAAKK ! diye bir tokat sesi
duyulur. Tünelden çıktıktan sonra yaşlı kadın
"Aferin genç kıza. Nasıl yapıştırdı tokadı" diye
düşünmekte ve kafasını sallamaktadır.
Genc kız da "Zevksiz herif, bu morukta ne buldu
ki, bi de öpmeye kalktı ama kadın da iyi
yapıştırdı." diye düşünmektedir.
Albay ise "Ulan bizim eşoglusu er, kızı öptü.
tokadı biz yedik." diye yanarken er de içinden
şöyle düsünmektedir:
"Hehe. aferin lan bana. elimi öpüp nasıl
yapıştırdım tokadı albaya..."
Karavana Asker Fıkrası
Teskere zamanı yaklaşmıştır. Ayni tertip askerlerden bazıları oturup karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet'e ayak isleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar :
-Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?
-Evet.
-Sen Osman, benim sigaralarımdan otlamayacaksın değil mi?
-Otlamayacağım.
-Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?
-Yıkattırmayacağım.
Herkesten gerekli yanıtı alınca Mehmet :
-İyi, bundan sonra ben de karavanaların içine işemeyeceğim
-Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?
-Evet.
-Sen Osman, benim sigaralarımdan otlamayacaksın değil mi?
-Otlamayacağım.
-Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?
-Yıkattırmayacağım.
Herkesten gerekli yanıtı alınca Mehmet :
-İyi, bundan sonra ben de karavanaların içine işemeyeceğim
İçki Öldürür Fıkrası
Albay askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır. Yazıda: -İçki öldürür, diye yazıyordur. Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün?Biri yazının altına şunları ilave etmemiş mi: -Askerler ölmez!
Memleketin Tek Askeri Ben Miyim? Fıkrası
Manevra varmış. Mehmet elde tüfek yerde yatıyormuş. Komutan gelip sormuş: -Düşman önden gelirse ne yaparsın? Mehmet cevaplamış. Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse diye; tekrar tekrar sormuş komutan. Mehmet bunları da cevaplamış. Komutan en sonunda: - "Ya düşman tepeden gelirse?" deyince; - "Bu memleketin tek askeri ben miyim komutanım?"
Anneniz Ne Diyor Fıkrası
Çok genç bir İngiliz subayı, general olan babasının yanında yaverdi, yaşlı bir albaya emri iletmekle görevlendirildi: - "Babam birliğinizi şu karşıki tepenin yamaçlarına çekmenizi söylüyor, efendim" dedi. Yüzü moraran albay da şöyle dedi: -Demek öyle söylüyor!Peki anneniz ne diyor?!
Başçavuş Albayı Tutuklayacakmış Fıkrası
Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)